Depremler, dünyanın birçok bölgesinde yaşayan milyonlarca insanın hayatını tehdit eden ve doğal afetlerin en yıkıcı olanları arasında yer alan felaketlerdir. Türkiye, deprem riski yüksek bir ülke olarak maalesef bu afetlerin en sık yaşandığı coğrafyalardan biridir. Son yıllarda yaşanan büyük depremler, insan hayatının yanı sıra ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan da büyük zararlara yol açtı.

Özellikle 2023 yılında Kahramanmaraş ve Hatay’da yaşanan depremler, yıkıcı etkileriyle hafızalarımıza kazınmıştır. 6 Şubat’ta art arda meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş merkezli depremler, asrın felaketi olarak değerlendirilirken, 20 Şubat akşamı Hatay da 6,4 ve 5,8 şiddetinde iki depremle sarsıldı. Bu doğal afetler, dünyada karada gerçekleşen en büyük depremler olarak değerlendirilirken, 13,5 milyonun yaşadığı coğrafyada büyük yıkıma yol açtı.

Ancak, depremlerle birlikte insanoğlunun dayanışma ve yardımlaşma ruhu da ortaya çıkar. Bu trajedi, kriz zamanlarında iletişimin önemini gösteriyor. Özellikle Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tüm devlet organları, medya kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığıyla (AFAD) Kızılay gibi ilgili kurumlar ve silahlı kuvvetler hızlı şekilde harekete geçti.

Depremler, insanların birbirine yardım etme, dayanışma ve birlikte hareket etme konusunda bir farkındalık yaratır. Toplumun bir bütün olarak hareket ettiği zaman ne kadar güçlü olduğu ve olumsuz koşulların üstesinden gelebileceği anlaşılır. Bu nedenle, depremler gibi doğal afetlerle karşılaşıldığında insanların dayanışma ve işbirliği içinde hareket etmeleri önemlidir.

Sonuç olarak, depremler doğanın gücünü ve insanın zayıflığını bir kez daha ortaya koyarken, insanoğlunun dayanışma ve yardımlaşma ruhunun da en güzel örneklerini sunar.